Sayfalar

hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Başlamıştım

Sabah kötü hissediyordum, olumsuz sonuçlanan görüşmeden sonra iyice kötü hissetmeye başlamıştım. Öğlen vakti gözüme çarpan üç ayrı eğitim ilanı da birey değil grup ile alakalıydı, haftasonu da her haftasonu görüştüğüm danışanım aramamış ve görüşme yapılmamıştı. Her yere çiselerken üstüme yağmur yağması idi bu. Haa, öte taraftan sevdicekten de haber yok. Bugün onun için de önemli bir gündü :\

Ruh halim böyle berbat ve toplu tecavüze uğramış polyanna gibiyken seni aradım sevgili DZT.

Bak valla iyi ettin beni!

Efferin len :D

Mutluluk adımları, kısım 3

" Sabah 6'dan akşam 9'a, çalış daha hiç durma.
Günler geçmesin boşu boşuna,
Kazan daha çok para"


diye başlayan bir şarkı vardır, ki verdiği mesajı kısmen severim. Sürekli çalışmayı salık veren bu mesaj, aslında başka bir manada da mutluğun ve huzurun anahtarı. Evet çok çalışmak yorucudur, kabul. Fakat hayatında neyi yorulmadan kazandın?

Hayatta pek çok şey yaşarsın. Kimine sevinir, kimine üzülür, kimine de kafayı takarsın. Sürekli evirir çevirir, tekrar tekrar - adeta geviş getirir gibi - hatırlarsın. Bir sahne mi takıldı? Sürekli o sahne tiyatro gibi yaşanır hayalinde. Bir söz mü takıldı? Teypte sürekli aynı şarkıyı çalan bir kaset gibi, döner durur aklında. Hakkında olumsuz bir ifade mi okudun? Film şeridi gibi, gözünün önünden hiç gitmez...Peki söyle bana, şu anlattığım durumlarda mutluluğun nerede?

Söyle bana, hatırlar mısın bir şeye odaklanmış halini? O anlarda sana söylenenleri duymadığın hatıraları? Hızla dümdüz ileri yürürken fark etmediğin arkadaşını? Nasıl geçtiğini anlamadığın zamanları? Sence nedendi bunlar? Bence kolaydı cevap; beynin o anda bütün pencerelerini kapatmış ve ne arka, ne sağ, ne de sol; sadece önündekini açık bırakmıştı.

Anahtar, ortak nokta, "odaklanmakta". İşinde çalışırken veya müzik enstrümanını çalar ya da üflerken, tuvaline fırçanı sürerken; hiç fark etmez. İşin sırrı TEK bir şeye bakmak / düşünmek. Bu öyle bir duvar örerki zihninde, hiçbir düşünce giremez. Hiçbir kötü duygu hissedilmez. Hiçbir kaygı duyumsanmaz, planlar da yapılmaz. Zaten seni mutsuz edenler geçmişe veya geleceğe dair takıldıkların değil miydi?

Bir düşün, işkolik denen insanlar "neden" işkolik. Çünkü gerçek hayatlarında onları zorlayan sorunları var ve çözüme hazır olmadıklarından dolayı, zaman kazanmak için kendilerini işlerine adeta adıyorlar. Bu sayede, sorunlarından uzak kalabiliyor zihinleri ve mutlulukları.

İşkolikler sadece bir örnekti. Neticede kaçarak hiçbir şeyi çözemezsin. Ama yerinde olduğun gibi durarak da çözemezsin! İşte bu yüzden, sen sen ol; çalışma hayatının sana verdiği bu eşsiz kalkana bürün ve sakın sızlanma. Zira, o sıkıntı duyduğun işin olmayıp da evde otursaydın, derin uçurumlarda hızla düşecektin...

Mutluluk adımları, kısım 2

Bir önceki yazımda geçmişin oluşturduğu yükten bahsetmiştim. Bu sefer de geleceğin ördüğü duvardan bahsetmek istiyorum.

Önce sormak isterim, a. kaç kişi bir sonraki adımında düşmeyeceğini %100 emin olarak biliyor? Ya da b. her gün açtığımız alelade bir kapının bu sefer açılmayacağını %100 olarak önceden biliyor muyuz? Sorularıma cevaplar a. kimse b. hayır olacaktır.

Sanırım, mikro düzeyde de olsa, gelecek hakkında bir belirsizlik var burada.

Peki, şimdi diğer sorular: a. Gelecekteki çocuklarının her ikisinin de erkek olacağını kaç kişi biliyor? Yarın b. herhangi bir kaza geçirmeyeceğimizi %100 olarak biliyor muyuz? Aaa ne tesadüf, bunların da cevapları a. kimse b. hayır!!

Bu da bana belirli bir gelecek gibi gelmedi. Ne kimse biliyor ne de nesnel manada emin olabiliyor..

Durum, yani gelecek, bu denli kaygan bir zeminde yani. Bizlerse o zeminde düşmemek için bir sağa bir sola yalpalayan garibanlarız. Ve işin kötüsü, hiçbir garantimiz yok geleceğe dair.

O zaman ben düşünürüm ki; madem ilerde ne olacağını tam bilemiyorum, kahin değilim, e o zaman ne yapabilirim de kafam rahat kalır geleceğe dair? Çözüm "taslaklar" kurmak olabilir bak. Yani; önümüzdeki yıl şunu yapmayı / almayı tasarlıyorum gibi bir düşünüş. Ama eğer deseydim "önümüzdeki yıl şunu yapacağım / alacağım, söz konusu şeyi yapamaz veya almazsam büyük bir hayal kırıklığı ve mutsuzluk yaşardım.

İşin özeti, iyi olan; kişinin gelecek hakkında kendisine sözler vermemesidir.
Çünkü her gerçekleştirilemeyen söz, geçmişe sürüklenebilecek bir yüktür.
Yüklerse mutsuzluk ölçeğinde bir puan daha yükseltir bizi.

Yolgeçen