Sayfalar

Duyarsızları duyarmak lazım

İnsanlar pek duyarsız arkadaş. Ayağına basar yalandan bile özür dilemez. Yağmur yağarken araçlar tam gazla psikopatçasına bir zevk alarak su birikintilerine girer, biz yayaların da gözleri manda gözü gibi açılır aracın geçtiği yoldan gelen tsunamiyi görünce ya da bir yerde doğa bir şirinlik yapmıştır belki renklerini tümden göstermiştir belki de tam aksine hiddetini kusmuştur...Çoğu insan hiiiç umursamadan devam eder yaptığı her ne işse.



Bu kadar kayıtsızlık neden?




Sahile gidip martılara ekmek atıp onların açlıklarını dindirmek tek benim gibi adama mı özgü? Hadi tamam tek benim bunu yapan, e rahat 20 dk boyunca yem verdim ve aynı martı kalabalığına baktım. Hiç bir insanı görmedim ki durup izlesin.

Aaa ne çok aceleleri var! (Sktrsinler ordan, yalan)



Herneyse, zaman zaman ruha bonus katacak gelişmeler de olmuyor değil. Mesela bu sabah :)



1 yorum:

Yasemin Şahin dedi ki...

Kendi duyarlılığın o an orda olmaktan ötede başka insanların neden orda olmadığına varana dek ortalığı sarmış durumda farkında mısın. Bu da bir toplum içinde yaşamanın bize getirdiği nadide bir çoklu ortama adapte olma hali. Ve farkındasındır ki, o çoklu ortam ne kadar teke indirilirse o kadar mutlusun. Orda yalnızsın mutlusun. Orda iki kişisin mutlusun. Orda 3. kişi sana kötü kötü gözle bakıyor mutsuzsun. Ya da orda olmayan 1 kişi var mutsuzsun.

Başka bir bakış açısı:

Sadece bir martı olsaydı o yemi yiyen o başlayacaktı 'arkadaşlarım da olsaydı' demeye = mutsuzluk.

Yine sadece bir martı 'ohh be bugün de karnım doydu, aman ne lezzetli' demeye = mutluluk.

Anlatabildim.

Yolgeçen