Bir yıl daha bitti ve ben de klasik "bu yıl nasıl oldu" hesaplarına girdim. Şöyle oldu aslında,
a. Her şeyden önce, 2010 benim için bir harcama yılıydı. Bekar olmam ve aile evinde kalmam gibi faktörleri düşününce, harcayacak çok da param oldu ve bu sayede hayatımı donattım.
b. Garip bir ironiyle, 2010 benim için bir tasarruf yılıydı. Bu yıl harcadığım kadar, hatta rakamlara bakarsam harcadığımdan daha fazlasını da yatırım amaçlı kullandım.
c. Fakat 2010 benim için sosyal anlamda bir açıdan kötü bir yıldı. Çevrem öyle kayda değer ölçüde genişlemedi, bir kaç kızla yakınlaşmama rağmen kız arkadaşım olmadı, ortamlara fazla girip çıkılmadı.
d. Aynı zamanda da 2010 yılı artık geleceğe daha çok önem vermeye başladığım yıl oldu. Yukarıda bahsettiğim tasarruf, bahsetmediğim ev alma tasarısı ve 2011 kpss'ye hazırlanmaya başlamak gibi şeyler oldu.
e. Yukarıda sosyal anlamda kötü yıl demiştim. Fakat müzik açısından değil. Bu yıl hem pek çok konserin yılı oldu , hem de beni memnun eden bir ses sistemi kurdum.
f. Bu yılda kötü olan bir şey vardı ki bana yeniydi. Önceki zamanlarıma kıyasla neredeyse hiç kitap okumadım, mesleki eğitimlere katılmadım. Tüm aktivitelerim kendime dönük olmuşken; bunlar nasıl olduysa eksik kaldı.
g. Amaa, bu geçen yılın bana en büyük katkısı şu oldu ki; artık eskisi gibi kurallar planlar düzenlere dayanmış biri değil, spontan da davranan biri oldum. Şöyle ki, mesela Beşiktaştan Kadıköye vapurla dönerken konuştuğum kişinin teklifiyle Kadıköye iner inmez Mecidiyeköy'e gittim. Bakınca çok yol, çok vasıta. Ama spontan. O anda. Fazla düşünmeden. Belki de bu yüzdendir ki yollar artık gözüme gelmiyor.
---------------
Az önce öğle tatiline dışarı çıktım ve turladım biraz. 50tl'lik Sarar gömleğe bile elim gitmezken 80tl'lik Damat'ları görünce..fark ettim ki boyum o kadar da uzamamış. Evet :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder