Halbuki ben üstünde şık bir takım elbise, kulağında bazen Infected Mushroom, bazen Metallica, bazen de Müslüm Gürses olan ve cebinden dokunmatik bir cep telefonu çıkaran bir gencim. Elbisem takım, ayakkaplarım ayna ama teknolojim de müziğim de on numara.
Ben hangisiyim? Takım elbiseli ciddi iş adamı mı, yoksa uçuk müzik gruplarına aşık bir zibidi mi?
Hangisini seversin? Ciddi giyinmiş elinde evrak çantalı psikoloğu mu, yoksa sıradan bir hayat yaşamayan sessiz sakin gözlüklü tipi mi?
Hangisini sevmezsin? Yüzünde gülümseme seçilmeyen ve sert bir sesle konuşan adamı mı, yoksa adeta ota boka gülen 3 numara saçlı kel adamı mı?
Tüm bu sorular aslında dışardan bakanlar için çıtır çerez. Çünkü ilk bakışla her ne görüyorsanız direkt etiketi bastırıyorsunuz. Geçmişte Zaman gastesinin güzel mi güzel bir reklamı vardı etiketlemeye değinen; aynı onun gibi.
Neyse ki insanlar makine değil. 1 veya 0 diye ayıramazsınız bizi. Ben de 1 ile 0'ın arasındaki sonsuz aralıkta bir yerdeyim işte. Peki ya siz? Sadece ve sadece 1 ile 0'ın arasında olduğunuz gerçeğine katlanabilecek misiniz?
Neyse boşverin.
Bunu da görmezden gelin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder